Gerçek Mekânların Sanat Eserleriyle Buluştuğu Şehirler

Bir zamanlar Paris, Venedik, New York, Londra, Moskova, Madrid veya Dresden gibi şehirlerde yaşamış olan ressamlar, Monet, Camille Pissarro, Canaletto, Oskar Kokoschka gibi sanatçılar, çevrelerindeki mekânlardan ilham alarak büyüleyici eserler yaratmışlardır. Işık, renk, duygu ve deneyimi ön plana çıkardıkları tablolarıyla bu şehirlere kendi dokunuşlarını eklemişlerdir.

Şarkıcı bir anne ve bakkal bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Claude Monet, bugün dünyanın en ünlü ressamlarından biridir. Açık havadaki ışığın etkisini parça parça renklerle yansıtan Monet, eserlerinde seri fırça darbeleri kullanmıştır. Londra seyahatleri, sanatçının şaheserler yaratmasına ilham vermiştir. Özellikle ‘Houses of Parliament’ (Parlamento Binası) adlı eseri bu şaheserlerinden biridir.

Monet’in ilham aldığı Parlamento Binası, Londra’nın en etkileyici yapısıdır. Big Ben’in hemen önünde bulunan bu bina, dünyanın en ünlü saatine ev sahipliği yapmaktadır. İngiliz Parlamentosu’na ev sahipliği yapan bina, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası’ndan oluşmaktadır. Ayrıca Westminster Sarayı etrafında dolaşırken, Westminster Abbey Katedrali’ni ve Londra’nın Gözü olarak bilinen London Eye’ı ziyaret etmeyi unutmayın.

Londra’nın Trafalgar Meydanı çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmakta, Piccadilly Circus kavşağı ise şehrin merkezi konumundadır. Soho’da gece hayatını keşfedebilir, Oxford Caddesi’nde yürüyüş yapabilirsiniz.

Kanallar ve Köprülerle Dolu Venedik

Canaletto (Giovanni Antonio Canal) (1697-1768)

Venedik’te tiyatro sahneleri resmeden Bernardo Canal’ın oğlu Giovanni Antonio Canal olarak dünyaya gelen Canaletto, şehri en görkemli şekilde resmetmiştir. Drama dolu ışık kullanımı, benzersiz fırça teknikleri ve keskin perspektifiyle Canaletto, Venedik’i resmeden en önemli sanatçılardan biridir. ‘The Grand Canal’ (Büyük Kanal) adlı eseri, Venedik’in işlek rıhtımını muhteşem bir şekilde yansıtmaktadır.

Canaletto’nun diğer ünlü eseri ise ‘Piazza San Marco’ adlı tablosudur. Bu eserde 18. yüzyılda Venedik’in resmi merkezi olan San Marco Meydanı’nın detayları incelikle işlenmiştir. Palazzo Ducale ve San Marco Bazilikası gibi ikonik yapıları ziyaret etmek de Venedik’e yolunuz düştüğünde yapabilecekleriniz arasında olmalıdır.

Galleria dell’Accademia müzesini ziyaret etmek, Peggy Guggenheim Müzesi’ne uğramak ve Santa Maria della Salute Bazilikası’nı görmek de Venedik’te yapılacaklar listenize ekleyebileceğiniz aktiviteler arasındadır.

Rengarenk Kubbeleriyle Moskova

Wassily Kandinsky (1866-1944)

Rusya asıllı soyut sanatın öncülerinden Wassily Kandinsky, sanatın görsel değil aynı zamanda ruhsal bir deneyim olduğunu vurgulamıştır. ‘Moscow I’ (Moskova I) adlı eseri, Moskova’nın enerjisini ve canlılığını yansıtmaktadır.

Kızıl Meydan’dan başlayarak Moskova’yı keşfetmeye başlamak, Aziz Vasil Katedrali’nin rengârenk kubbeleri, Kremlin Sarayı ve Lenin’in mozolesi gibi önemli yapıları görmek unutulmamalıdır. Bolşoy Tiyatrosu’nda bale veya opera izlemek de Moskova’da yapılacak keyifli aktivitelerden biridir.

Paris’in Işıltısı Hiç Sönmez

Camille Pissarro (1830-1903)

Her zaman büyüleyici ve etkileyici olan Paris, Fransız ressam Camille Pissarro’nun da ilham kaynağı olmuştur. Özellikle Montmartre bölgesini resmeden Pissarro, ‘Boulevard Montmartre’ adlı eserleriyle Paris’in bu bölgesini detaylı bir şekilde aktarmıştır. Montmartre, Paris’in en popüler bölgelerinden biridir.

Rue Saint-Honoré caddesini ziyaret etmek, Louvre Müzesi’ni gezmek ve Eyfel Kulesi’ni görmek de Paris’in tadını çıkarmanızı sağlayacak aktivitelerdendir.